Transformers denilince bu konuda mutlaka herkesin bir fikri vardır. Bunların çeşitli araçlara dönüşebilen robotlar olduğunu az çok herkes bilir. Kimisi bir arabaya, kimisi de bir uçağa dönüşebilirler. İşte bu ilginç robotlarla ilk tanışmamız çizgi film karelerinde, 1984 yılında oldu. Jay Bacal, John Gibbs gibi isimlerin yönetmenliğinde bu çizgi film serisi tam 98 bölüm sürdü. 1987 yılında sonlanan çizgi film kendine küçük, büyük birçok hayran edindi. Daha sonradan Trasformers’ların birçok ürünü piyasaya sürüldü. Oyuncaklardan, t-shirt’lere kadar geniş bir ürün yelpazesi oluştu. Aradan onca sene geçmesine karşın arabaya dönüşen bu robotlar kendini hiç unutturmadı.Üzerinden geçen o kadar senenin ardından Michael Bay, Transformers’ları beyaz perdeye aktarma kararı aldı ve 2007 yılında, çizgi filmin ilk yayınlanmaya başladığı tarihten tam yirmi yıl sonra arabaya, uçağa dönüşebilen robotları beyaz perdeye aktardı. Film, çizgi filmde de olduğu gibi iyi robotlar olan Autobot’lar ile kötü robotlar olan Decepticon’ların mücadelesini anlatıyordu. Filmin sloganı olan “Onların savaşı, bizim dünyamız” repliği ise bir hayli dikkat çekmişti. Teknolojiyi sonuna kadar kullanan Michael Bay sinemaseverlere son derece kaliteli bir film sunmayı da başarmıştı. İlk filmin gişe de yakaladığı büyük başarının ardından ikinci filmin gelmesi de uzun sürmedi. Bu sene gelen ve devam filmi olan Transformers: Revenge of the Fallen da beraberinde oyunuyla birlikte geldi. İlk filmle birlikte gelen oyun tam bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Bakalım yapımcılar bu seferde aynı
hataya düşmüşler mi?
hataya düşmüşler mi?
Transformers denince akla dev cüsseli robotların etrafı yıkıp dökerek yaptıkları kavgalar gelir. Tabi hal bu oluca böyle bir oyun yapmak içinde bolca emek, bolca zahmet gerekir. Ama ne yazık ki Transformers için bu çalışmaların yapıldığını söylemek pekte doğru olmaz sanırım.Oyuna başladığınızda çok güzel bir sinematikle karşılaşıyoruz. Zira hal böyle olunca beklentilerimizde o anda ister istemez artıyor. Bu başlangıç videosunu zevkle izledikten sonra oyunun menüsü geliyor ekrana. Buradan yeni oyun sekmesine tıklayarak heyecanla oyunun açılmasını bekliyoruz. Sonra gelen ekrandan ise Autobot’mu yoksa Decepticon’mu olacağımızı seçiyoruz. Yani iyi robot veya kötü robot olmak tamamen bize bırakılmış. Oyuna eğer Autobot olarak oyuna başlarsanız emirleri Optimus Prime’dan, Decepticon olarak başlarsanız da Megatron’dan alıyorsunuz.
Herhangi bir tarafı seçtikten sonra oyuna bir eğitim turuyla başlıyorsunuz. İki takım içinde bu tur ayrı. Bu turda size oyun, tuş kombinasyonları ve silahlarınız hakkında bilgiler veriliyor. Eğitim turunu bitirdikten sonra ise oyunun senaryo kısmını yani filmin senaryosunu oynamaya başlıyorsunuz.
Oyun senaryo olarak hemen hemen filmle paralel gidiyor. Tabi öyle şehirde özgürce dolaşamıyorsunuz. Size belirli görevler veriliyor ve görev alanı şeffaf mavi duvarlarla çevreleniyor. İsteseniz de bu alanın dışına çıkamıyorsunuz. Bu da tabi böyle bir oyun için oldukça büyük bir eksi. Bunun yanında arabaya veya uçağa dönüştüğünüz zaman durmanız mümkün olmuyor. Yani sürekli hareket halinde oluyorsunuz. Oyun bu yönden çok vasat. Kontrol kısımları çok saçma sapan yerleştirilmiş. Mesela arabaya dönüştüğünüzde bunun için atadığınız tuşa sürekli basılı tutmak zorundasınız. Parmağınızı çektiğiniz an arabanız anında tekrar robota dönüşebiliyor.
Ne yazık ki oyun da şehir tasarımı da son derece kötü. Sanki şehir boşaltılmış gibi bir hava var. Prototype’taki gibi sokakta gezinen birilerini görmek son derece imkânsız gibi bir şey. Görebilseniz bile bunların sayısı bir eldeki parmak sayısını geçmiyor. Oyunda ki karakteriniz dev robotlar olunca ister istemez oyundaki hasar modellemeleri de dikkatinizi çekiyor. Bir binaya tırmanıyorsunuz fakat duvarlarda dev yarıklar yerine ufak lekeler bırakıyorsunuz.
Ne yazık ki oyun da şehir tasarımı da son derece kötü. Sanki şehir boşaltılmış gibi bir hava var. Prototype’taki gibi sokakta gezinen birilerini görmek son derece imkânsız gibi bir şey. Görebilseniz bile bunların sayısı bir eldeki parmak sayısını geçmiyor. Oyunda ki karakteriniz dev robotlar olunca ister istemez oyundaki hasar modellemeleri de dikkatinizi çekiyor. Bir binaya tırmanıyorsunuz fakat duvarlarda dev yarıklar yerine ufak lekeler bırakıyorsunuz.
Kısacası Transformers: Revenge of the Fallen oyunu, filminin başarısının arkasına sığınmış durumda. Oyun gerek grafiksel, gerekse modellemeler olarak tam bir hayal kırıklığı. Robot modellemelerine bakılınca da filmde ki Optimus Prime ile oyunda ki arasında dağlar kadar fark var. Oyunda ki sesler ise grafiklere nazaran o kadar da fena değil, robotların konuşmaları, dövüş esnasında çıkan sesler falan hoş olmuş. Fakat arka fondaki müzik çoğu zaman kendini unutturuyor. Silahımızdan çıkan sesler veya dövüşürken çıkan sesle bu müziği bastırıyor. Yani biraz olsa da olur, olmasa da olur havası vermişler bu müziklere.Transformers’ın bu oyunu da ne yazık ki diğer oyunundan ileriye gidememiş. Aslında böyle marka bir isim için daha iyi bir oyun beklemek pekte yanlış olmazdı fakat yapımcılar bunu pek önemsememiş anlaşılan. Oyunun içeriğinden çok ismine güvenmişler ve neticede de ortaya vasat bir oyun çıkmış.
Eğer boş vaktiniz çok fazlaysa bu oyunu alıp şöyle bir bakabilirsiniz. Onun dışında öyle alışkanlık yapan, insanı saran bir atmosferi de yok zaten. Herkese iyi oyunlar.


0 yorum:
Yorum Gönder