Oyun cenneti...

Şimdi oyun zamanı, yeniliklerimiz devam edecek...

Destekliyoruz, sizide duyarlı olmaya davet ediyoruz

Championship Manager 2008



Virtual Programming, popüler menajerlik oyununun yeni sürümü Championship Manager 2008’i piyasaya sürdü. Oyunun Mac OS X sürümü, PC sürümüyle aynı anda yayımlandı. Bir futbol takımını tüm özellikleriyle yönetmenizi sağlayan oyunun 2008 sürümü, kapsamlı bir veri tabanı güncellemesiyle geliyor. Ağustos 2007 itibarıyla gerçek futbol dünyasında olan bitenler oyuna dahil edilmiş. Avustralya ligi eklenmiş ve oynanabilir ulusal lig sayısı 27’ye çıkmış. Ayrıca yeni sürüm çoklu oyuncu (multiplayer) desteğine ve ProZone isimli özel bir analiz teknolojisine de sahip.

Championship Manager 2008’in sistem gereksinimi şöyle: Mac OS X 10.3.9 sistem, PowerPC ya da Intel işlemci, 256MB bellek, 64MB GeForce 2MX ya da Radeon 9200 ekran kartı ve 400MB boş alan.

Boyut: 240 MB

Championship Manager 2008 Part 1

Championship Manager 2008 Part 2

Championship Manager 2008 Part 3

Tomb Raider: Underworld



OYUN TÜRÜ: Aksiyon
YAPIMCI: Crystal Dynamics
DAĞITICI: Eidos
EDİTÖR: Troply
OYUNCU SAYISI: Min: 1 Max: 1
ONLİNE DESTEĞİ: YOK
RESMİ SİTESİ: Tıklayın
ÇIKIŞ TARİHİ: 18 Kasım 2008
PS3: 18 Kasım 2008
X360: 18 Kasım 2008
PC: 18 Kasım 2008
EL: 30 Kasım 1999
Wii: 18 Kasım 2008

Oyun Dünya’sının en sevilen kadın kahramanı olma özelliğine sahip Lara, Annivarsary macerasından sonra tekrar ekranlarımıza konuk oluyor. Son oyun Annivarsary kutlamalar için hazırlandığından yeni oyunumuz Underworld Legend’ın bittiği yerden başlıyor ve Lara’yla yerin derinliklerinde Thor’un çekicinin peşine düşüyoruz. Hatırlayacağınız gibi Lara’nın annesinin Avolon’da olduğunu Amanda sayesinde öğrenmiştik. Yeni oyunda ise Avolon’a Lara’nın annesini bulmaya gidiyoruz. Ayrıca Legend’da olanları daha iyi kavramak için menüde yer alan “Extras” seçeneğine bakmanızı tavsiye ederim. Burada sizleri güzel bir trailer bekliyor.

Underworld

Monor’daki kaçış sahnesinin hemen ardından oyuna başlıyoruz. İlk bölüm seriyi daha önce oynamayanlar için Tutorial niteliğinde. Bu bölümde oyunun ana hareketleri ve kontrolleri hakkında bilgi sahibi olduktan sonra asıl oyuna başlıyoruz. Oyunu başlar başlamaz hemen gözümüze önemli bir detay çarpıyor ki, bu detay oyunun aksiyonuna büyük ölçüde katkı yapmış. Lara artık eskisine göre daha hızlı hareket ediyor. Bu durum aslında eskiden beri en çok şikayet edilen noktalardan biriydi. Karşımızda bu kadar hızlı ve vahşi hayvanlar varken, bizim yavaş hareket etmemiz elbette garipsenecek bir durum. Zaten firmada bunu fark etmiş ve müdahalesini yapmış. Bu sayede oyunun aksiyonu ve oynanabilirliği daha kullanılabilir bir hale gelmiş. Lara’nın hızlılığı düşmanlarla mücadelelerde katkı sağladığı gibi tırmanma, zıplama gibi durumlarda da bize destek sağlıyor.

Yeni oyunda eskiden tanıdığımız iyi ve kötü karakterlerle ilişkilerimiz sürüyor. Kiminden ipucu alıyor kimiyle de birebir mücadele ediyoruz. Eski oyunlarda olduğu gibi yeni oyunda da vahşi birçok hayvanın yanı sıra hazineleri bulmamızı istemeyen kişilerle mücadele ediyoruz. Hayvanlar eskisine göre daha saldırgan ve zeki hazırlanmış. Sürekli saldırılarıyla sizi saf dışı bırakmaya çalışıyorlar. Yeni oyunda da daha sayamadığım birçok yırtıcı hayvana karşı mücadele ediyoruz. Hayvanlar üzerinde kullanabileceğimiz tabanca, tüfek ve pompalı gibi daha birçok tabancamız bulunuyor. Bunun yanı sıra küçük çapta ekipmanlarda taşıyabiliyoruz. Silah kullanımı ve vuruş hissi oldukça tatmin edici. Hedef almak ve hedefe yoğunlaşmakta zorluk çekmiyorsunuz. Ayrıca silah kullanırken yerde yuvarlanarak ya da havada takla atarak ateş etmek de mevcut. Oyunun ilerleyişinde belli bir stratejiye ihtiyaç duymuyorsunuz. En azından serinin eski oyunlarını denediyseniz oynayış konusunda sıkıntı çekmeyeceksiniz. Bilindik taktikler oyunu geçmenize yardımcı. Ama oyunu dolu dolu oynamak için hayvanlara pata güte girişmek, ancak insanlarla mücadelelerde biraz usturuplu, düşünerek hareket etmek oyunu zevk alarak idare etmek için ideal.



Oyunun bilindik tarzı bulmacaları çöz, düşmanları öldür ve ilerle şeklindeydi. Crystal Dynamics bu durumu fazlaca monoton bulmuş olmalı ki, bu konuda değişikliklere gitmiş ve yaptığı değişiklikler genel anlamda başarı kılmış. Zaten Crystal Dynamics için seriyi yeniden hayata döndüren yaratıcı demek pek de yanlış olmaz. Neyse uzatmadan firmanın oyuna getirdiği sisteme değinelim. En başta klasikleşmiş oynayışı hareketlendirmek için oyunun ana temellerinden güzel bir karışım elde edilmiş. Mesela bulmaca çözerken tırmanma özelliğinin ilave edilmesi, ateş ederken uçan tekme atabilmek gibi. Bu tür karışımlardan oyunda fazlasıyla var ve çok yerinde. Zira fazla abartılsaydı bir yandan bulmacalarla uğraşmak diğer yandan düşmanlarla savaşmak çok hızlı ve zorlu aksiyonu beraberinde getirebilirdi ki zaten klasikleşmiş oynayışı tamamen ortadan kaldırmak da amaçları değildi. Değişik motiflerle heyecanlı bir oynayış sunmak istediler ve başardılar. Bu noktada biraz da oyundaki bulmacalara değinmek gerek. Oyunun bulmacaları konusunda zaten bir sıkıntımız yoktu. Yeni oyun içinde aynısı geçerli. Eski oyunlara görme daha fazla mantık ve dikkat gerektiren gizli kapılar, girişler ve nesneler mevcut. Böylece sürekli savaşmak yerine arada nefes alıp bulmacalara yoğunlaşmak mantıklı bir seçim olmuş. Zaten her dövüşten sonra bir oh, her bulmacadan sonar da bir rahatlama hissediyorsunuz. Oyunun dövüş mekaniğinde her zamanki gibi yakın dövüş ve yapılabilecek çeşitli combo’lar ön planda. Yakın dövüş olarak insanlarla dövüşürken gerçekçi tepki ve darbe hissini sonuna dek alabiliyorsunuz. Zaten bu noktada Crystal Dynamics kendi tarzını ve Tomb Raider’ın bugüne dek ki tarzını harmanlayıp başarılı dövüş mekanikleri çıkarmış. Zaten çeşitli klavye kombinasoynları uygulayarak yaptığımız combo’lar dövüş sahnelerinin etkileyiciliğini bir adım öteye taşımış.

Yapay Zeka

Oyunumuz yapay zeka olarak abartılacak bir yön taşımasa da, gerek hayvanların gerekse insanların yapay zekası sizi tatmin etmeye başarıyor. Bilhassa hayvanlar insanlara göre daha hızlı olduklarından bir dakika olsun sizi rahat bırakmıyorlar. Tabi ki arada sırada yapay zeka durağanlaşabiliyor ancak oyunu çok fazla etkilemiyor. Zaten bu konuda firmamız yine başarılı bir iş çıkarmış. Zira hayvanların deliler gibi size saldırmaları hızlı ve bol aksiyonu getirse de aynı zamanda yorucu ve bir o kadar zorlu bir oynayış getirebilirdi. İnsanlara baktığımızda yakın dövüş anlamında tedbirli saldırıyorlar. En azından savaşma zekasıyla donatılmışlar. Hayvanlar kadar dişli çıkmasalar da oldukça yerinde hazırlanmışlar. Ellerine silah benzeri (benzeri ne silah işte) aletler aldıklarında iyi nişan alıyor ve sizi ateş altında tutuyorlar. Bu durumda insanlara karşı bir strateji uygulamanızı gerektiriyor. En azından belli vur-kaç, gizlenerek arkadan vur tarzı taktikleri kullanıyorsunuz. Hani olurda yapay zeka beni tatmin etmedi derseniz ayarlar seçeneğinden zorlukla ilgi ayarlar yapabiliyorsunuz. Mesela düşmanların can barlarını yükseltebiliyor, vuruşlarını daha etkili kılabiliyor ya da daha seri bir hareket konumuna getirebiliyorsunuz. Bu tür ince ayarların olması oldukça hoş. Zira bu konuda uzmanlaşmış Tomb Raider fanları mutlaka en zorunu tercih edeceklerdir.



Grafikler

Bunca güzel oyun mekaniğinin yan sıra Tomb Raider: Underworld grafikleriyle de göz dolduruyor. Yerin derinliklerinde, vahşi hayvanların cirit attığı ormanlık alanlarda hoş grafikler ve tasarımlar sizleri bekliyor. Ama evvela Lara’daki değişimlere değinmeden edemeyeceğim.Çünkü bu konuda ekrandaki bir oyunda olsa ne kadar sapıkça emelleriniz olduğunu biliyorum =). Her şeyden önce Lara iri göğüslü, geniş dudaklı müthiş bil dilber ve her yeni oyunda biraz daha güzelleştiriyor. Yıllar bizim için pek olumlu geçmese de geçen her yıl biraz daha seksi ve gerçekçi hazırlanıyor. Fizik modellemesi bir kenara gözlerindeki canlılığı rahatlıkla görebilirsiniz. Başarılı bir surat modellemesiyle karşımıza çıkıyor. Zaten bu konuda Tomb Raider’ın yapımına dokunmuş firmalar bunu her yeni oyunlar bir üst seviyeye taşıyor ve Lara daha gerçek bir tasarımla karşımıza çıkıyor.



Mekan tasarımlarıysa bildiğiniz ormanlık alanlarda, bol ağaç, otluk alanlardan oluşuyor. Bu tür mekanlarda ağaç tasarımlarındaki renk ve dokular gayet yerinde ve gerçekçi hazırlanmış. Farklı mekanlarda su tasarımlarındaki canlılık da gözden kaçmıyor. Bunların yanı sıra yer tasarımları, taşlar ve kayalıklar mekana dahil edilen ve canlılığı bütünleyen güzel çevre nesneleri. Sonuç olarak mekan olarak özüne dönen oyunumuz, başarılı karakter ve mekan tasarımlarıyla yüzümüzü gülmeyi başarmakla kalmayıp, iyi bir not almayı sonuna dek hak ediyor.

Final Bölümü

Crystal Dynamics’in hünerli parmakları son zamanlarda iyice monotonlaşan Tomb Raider’ı adam etmeyi başarmış. Aksiyon dozajının ve bulmacaların seviyeli hazırlanmaları, daha hızlı hareket edebiliyor olmamız, dövüş mekanikleri ve oynayışa dahil edilen yaratıcı fikirler ve Lara’nın harika fiziği için bu oyunu mutlaka oynamalısınız. İyi oyunlar…

Still Life 2

Yıl 2005, özel ajan Victoria McPherson, takma ismi Mr. X olan seri katilin dosyası üzerinde çalışmaktadır. Victoria (Vic), katili durdurmak ve onun kim olduğunu öğrenmek için var gücüyle çalışır ve son kurbanını öldürmek üzereyken onu vurarak nehrin soğuk sularına gönderir. Ceset bulunamaz, Vic herkesin aksine katilin ölmemiş olmasından şüphelenmektedir. Mr. X, bir daha ortaya çıkmaz fakat Victoria’nın içi içini yemektedir. Daha rahat araştırabilmek için FBI’dan istifa eder ve bu olayı ne pahasına olursa olsun tam olarak çözebilmek için uğraşır. Still Life, burada katilin vurulma sahnesinde noktayı koyarak oyunun hayranlarına yeni oyun mesajı veriyordu.

Nerede kalmıştık?
Still Life, çoğu adventure severin gönlünde özel bir yer edinmişti (Aslında ondan da önce Post Mortem.) ve soru işareti ile bitiyordu. Öldürdüğümüz Mr. X’in kim olduğunu öğrenebilecek miyiz? Yoksa SL2, katilin tekrardan ortaya çıkışını mı konu alıyor?

Yeni maceramız önceki oyunun bitiş videosu ile başlıyor ve kendimizi 2008 yılında, tekrardan FBI için çalışır buluyoruz. Vic, biten her şeyin ardından, üç sene sonra yine bir başka seri katil (East Coast katili.) dosyası üzerinde çalışıyor. Otel odasında uyuyakalmış, her tarafta yeni katilin kurbanlarının resim ve haberleri işaretlenmiş duruyor. (Uykusu da dahil her şeyini olayları çözmek için adayan özel ajan modeli.) Uykusunu bölen telefonu açtığımızda, arayanın FBI laboratuarından Claire olduğunu öğreniyoruz. (Claire, bize oyun boyunca yardımcı olacak dostumuz. Ona, cep telefonumuz üzerinden kimin ve ne olduğu bulunamayan delilleri göndereceğiz, çeşitli bilgiler alacağız.) Kısa bir telefon görüşmesinin ardından televizyonda katilin haberini görüyoruz. Haberi sunan Paloma Hernandez (İkinci ana karakterimiz.) hakkında biraz söylendikten sonra kapatıp araştırmamıza geri dönüyoruz. Paloma, haber yapmak için can atan bir haber sunucusu. Vic ile görüşmek istiyor fakat katilin yeni kurbanı olduğu için kaçırılıyor. Vic, bunu öğrendiği gibi Garris (Vic’in yardımcısı, çeşitli elektronik aletleri ve kilitleri çözebilmemiz için yardımına ihtiyacımız var.) ile Paloma’nın maskeli katil tarafından kaçırıldığı otel odasına gidiyor.



Hey şerif; burası artık FBI’ın kontrolü altında!
Oyun içinde bazen Saw (Testere) filminden, bazen de CSI dizisinden sahnelerle karşılaşacak, katilin kameralarla donattığı odalardaki sadistçe tuzaklardan kurtulmaya çalışacak, zamana karşı bulmacalar çözmek zorunda kalacaksınız. Bulmacalar genel olarak tatmin edici, bazısını anında bulabilirken bazısı için kafa yormanız gerekecek. Oyunun özellikle sonlarına doğru zorlaşan “şunu al, bunla birleştir ve oraya yerleştir” türü bulmacalar saatlerinizi alabilir. Ayrıca bir de FBI suç alanı araştırma ve analiz kitiniz (CSIA) var ki bunun içinde yok yok. Son teknoloji ürünü üç boyutlu tarayıcıdan tutun, görünmeyen kan izlerini çıkaran spreyinize ve göremediğiniz detayları kat kat büyüten dijital mikroskoba kadar. Bunlarla, oyun boyunca etrafta bulduğunuz delilleri toplayarak analiz edecek, FBI veritabanındaki bilgiler ile karşılaştıracaksınız; hatta bulamadığınız ve sıkıştığınız vakit cep telefonunuzdan Claire’i arayıp laboratuarda araştırması için ona göndereceksiniz. Bütün bu delilleri toplamak, kendinizi dedektif gibi hissetmenize neden olacak. Bu sebeple bazen tuzaklardan kurtulmaya çalışan kurban olacaksınız, bazen de avının peşindeki avcı. Roller sürekli değişecek. Rollere değinmişken, Vic’i ve Paloma’yı dönüşümlü olarak kullanacağınızı belirteyim. Bir bölümü Vic ile oynarken diğer bir bölüme Paloma ile devam edeceksiniz; hatta bazen onları paralel olarak kontrol edebileceksiniz ki bu çok hoş olmuş. Mesela beraber oldukları bir bölümde ilk önce Vic ile katili konuşarak oyalayıp arkasından Paloma ile birkaç saniye geri dönerek Vic’in oyaladığı katilin arkasından sıvışmaya çalışacaksınız.

Maskenin ardındaki kim?
Yine mi maskeli katil? Yoksa?! Bu dosyayı çözdüğünüzde emin olun ki bütün cevapları alacaksınız. Bir yandan East Coast katilinin izlerini araştırırken, diğer yandan da geçmişe dönerek Mr. X’in kim olduğunu öğreneceksiniz. Mr. X vurulduğunda maskesi nehre düşmüştü; bu seferki seri katilimizin maskesi ise farklı. Mr. X geri dönüyor mu, yoksa yeni katil çok daha yakınınızdaki farklı bir kişi mi? Bu kadar meraklandırdıktan sonra senaryonun hiç de basit olmadığını, çeşitli entrikaların döndüğünü ve pek çok kez oyuna geleceğinizi belirteyim. SL2, hikaye açısından baktığımızda -ki hikaye, adventure oyunun ruhudur, bazen de her şeyidir- oldukça tatmin edici. Özellikle son kısımlarda seri şekilde şok olacaksınız. Ve büyük finale geldiğinizde ise iki adet son sizi bekliyor olacak. İyi ve kötü son ama unutmayın, sadece tek hakkınız olacak.

Vic, biraz aynaya bak, makyajın bozulmuş
Şimdi sizi bu kadar heyecanlandırdıktan sonra hevesinizi kursağınızda bırakacak konulara geleyim. Tamam, hepimiz biliyoruz adventure piyasasının sıkıntılarını ve kıtlık çekiyoruz. Rağbetin diğer türlere göre çok daha az olduğu bir tür evet, sonuçta diğer türlerde olduğu kadar yüksek miktarlarda para dönmüyor belki fakat GameCo bundan daha fazlasını vermeliydi bize. (Hatırlatmakta yarar var; Still Life, Microids tarafından geliştirilmişti.) Oyunun grafikleri ve mekaniğinden bahsediyorum. Grafikleri gördükten sonra ufak bir hayal kırıklığı sizi bekliyor. Nasıl desem, böyle birkaç sene öncesini hatırlar gibi olacaksınız. Mekan tasarımları yine o kadar kötü değil ama karakterlere baktığımızda durum daha da vahimleşiyor. Vic’in kafasına baktığımızda pikselleri parmağımızla sayabiliyoruz mesela. (4xAA açıkken bile.) Zaten 1024x768’den daha yüksek çözünürlükte oynayamıyorsunuz oyunu. Oyunda patlama efektleri yok, hep geçiştirilmiş, “yapsak da zaten pek bir şeye benzemeyecek” diye düşünmüş olabilir. Merdivenlerin basamaklarından inmiyor, adeta süzülüyoruz. Elbette ki yukarıda saydığım sebeplerden ötürü bir adventure’da gelecek nesil modellemeleri, kaplamaları, efektleri ve FPS türünde yeni çıkmış oyunlarla boy ölçüşmesini beklemiyoruz ama kesinlikle bundan daha fazlasını hak ediyoruz.



Diğer ve daha önemli sorun ise oyunun bug’larla dolu olması. Bunu, oyunda kilitlenerek hiçbir şey yapamayıp bir saat önceki kayıtlı oyununuza geri dönmeden söylemem iyi olur diye düşündüm. Burada bahsettiğim, ne yazık ki bir - iki küçük bug değil, özellikle oyunda ilerledikçe kendini gösteren ve oyundan çıkmanıza zorlayacak cinsten bug’lar. Mesela Vic’in “T” şeklinde kollarını açarak kalması, görünmez olması, yerin altına girmesi, inventory dolu iken bir eşyanızı değişikliğe uğrayacak bir yerde kullanınca “inventory dolu” diye yanıp sönerek kilitlenmesi, adeta “önceki kayıtlı oyununuza geri dönün” yaptırımı uyguluyor. Kendini tekrar eden ve yerli yersiz duran müzikleri, “Hmmm, bu aksiyon olduğunda çalıyordu.”, “Bu müzik mi, tamam, şimdi gerilim sahnesi geliyor.” diye tahminler yürütmenizi sağlayacaktır. Bütün bu yönlerinden bakınca oyunun ne atmosferi kalıyor, ne de oynanabilirliği.

Her şeye rağmen...
Bütün bu eksilerini bir kenara bırakabilirseniz, senaryo sizi sürükleyecektir, neler olacak diye düşünecek ve önceki oyunun sorularına cevaplar bulabileceksiniz. Ama fazla bir beklentiniz olmasın; sonuç olarak ortaya kalitesiz bir yapım çıkmış. Oyunun bir hayranı olarak bekliyorsanız, hayal kırıklığıyla karşılaşacaksınız ama yine de “benim grafik ve seste gözüm yok, hikaye güzel olsun, heyecan ve gerilim olsun” diyorsanız hoşça vakit geçirmenizi sağlayabilir.

Age of Empires II




Age of Empires serisinin üçüncüsü olan gerçek zamanlı strateji oyunu. Oyun genel anlamda orta çağda gerçekleşen savaşları ve dünya tarihine yön veren askerî seferleri konu almıştır. Orta çağda askerî güçleri ile öne çıkmış olan bazı ırkları içeriyor olması oyunun beğenilmesinde önemli bir etken olmuştur.

Boyut: 255 MB


Age of empires 2 Part 1

Age of empires 2 Part 2

Age of empires 2 Part 3

NBA Live 2003




Merakla beklenen NBA Live 2003'ün full versiyonu. Diğer versiyonlara göre daha gelişmiş grafikler ve birçok yenilik sizi bekliyor. Dosya boyutu biraz fazla ama kesinlikle indirdiğinize değecektir.

NBA Live 2003 Part 1

NBA Live 2003 Part 2

NBA Live 2003 Part 3

NBA Live 2003 Part 4

NBA Live 2003 Part 5

Chess 3D - Santranc



Chess3D, basit fakat tam fonksiyonlu bir satranç oyunudur. Bilgisayara karşı, iki oyuncu, lokal ağda ya da internette çevrimiçi oynamayı desteklemektedir.
Boyutu: 30 MB

Yüklemek için TIKLA

Oyun arşivi

Beğendiğiniz oyun türü

Üyeler