
Bildiğiniz üzere –yada bilmediğiniz- buz hokeyi bizim için pek tanıdık olmayan yabancı bir spor. En fazla olimpiyatlarda karşımıza çakan buz hokeyi genellikle Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, İsveç, Finlandiya gibi genellikle uzun aylar boyunca kış mevsimini yaşayan ülkelerde yaygın bir spor. Kimsede bunun farklı olmasını bekleyemezdi zaten. Kısmen de olsa bir Akdeniz ülkesi olduğumuzu düşünürsek, buz hokeyinin bize uzak görünmesi yada futbol kadar yakın olmaması çok normaldir. Bütün bunları düşünürken internette yaptığım bir araştırma sonrası, ülkemizde de buz hokeyinin oynandığını bir federasyonun olduğunu (TBHF) ve maçların yapıldığı liglerin olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Evet bir federasyon vardı belki ama tanınmışlık “rugby” kadar azdı.
Genel olarak buz hokeyi: buz üzerinde beşer kişilik oyuncular tarafından oynan, pak’ı rakip kalesine sokup sayı kazanmak üzere oynan bir oyun tabi oyununda kendi içerisinde belli bazı kuralları var.
İncelemesini okuyacağınız oyun NHL 09. Bilmeyenler için NHL National Hockey League kısaltılmış hali ve birleşik devletlerde buz hokeyinin en elit oyuncularının ve en vitrin takımlarının yer aldığı lig. NBA’de olduğu gibi iki konferansa bölünmüş durumda ve her konferansta 15 takım yer alıyor. Ayrıca NHL ile ilgili olanlar Stanley Cup’ın ne kadar önemli ve prestijli bir kupa olduğunu bilir. Bunu futboldaki şampiyonlar ligi kupası gibi düşünebilirsiniz.
NHL dünyadaki en iyi buz hokeyi oyuncularının buluşma yeri olunca bize de NHL’in her yıl çıkan geleneksel olan oyununu bu yılda oynamak düşüyor. 2000 yılından beri oynadığım NHL serisinde nedense hala o ilk oyunu unutamadığımı vurgulamam gerek.Kavgalar çekişmeli maçlar çözmeye çalıştığım kurallar taktikler hepsi güzel bir anı defterindeki hatıralar gibi gözümün önüne geliyor.

NHL 09’da öncelikle ne açılış ekranı ne ana menüsü en ara birimleri dikkatimi çekiyor. Hoparlörden gelen bir müzikler öylesine hoşuma gidiyor ki daha oyuna girer girmez oyunun bütün soundtracklarını indiriyorum bilgisayarıma hepside önceden dinlediğim grupların en güzel parçalarından oluşmuş çok güzel şarkılar. Oyunun menüleri arasında ayar yaparken yada taktiklerle uğraşırken bu müzikleri sıklıkla duyuyorsunuz ve ben kendi adıma çok beğendiğimi söylemek istiyorum.
Oyun son senelerdeki gibi düz ve sıkıcı menü sistemine sahip yazı fontları olsun görsellik olsun insana tekdüze geliyor ve buralarda zaman geçirmek istemiyorsunuz müziklerde olmasa bir dakika duracağımı sanmam dedirtiyor insana.
Menü sistemin geçen senekinden pek farklı değil.Play now, Games Modes, Rosters, Creation zone, Rules and Options, Credits, play Online ana menüde karşımıza çıkan seçenekler.
Bunlardan game modes’a ayrı bir başlık açmak gerekiyor. Oyunun bel kemiğini oluşturan kısım burası çünkü. Eğer oyunu sevdiyseniz ve kuralları sizi sıkmadıysa bu kısımda bolca vakit geçireceğiniz garanti ederim. Bu kısımda önce bazı yeni bölümler mevcut örneğin artık EA’nın her spor oyununa monte etmeye başladığı Be a Pro modu gibi. Tek bir oyunucuyu kontrol ettiğimiz bu kısım uzun vadede sıkıcı olabiliyor. Season kısmında ise isterseniz NHL’de buz hokeyi tadına doğabiliyorsunuz isterseniz diğer bazı liglerde oynama şansınız var Rusya ligide yeni eklenmiş durumda. Burada ayrıca DYNasty mode ve world tournament var ki bu dünya turnuvası gerçekten keyifli olmuş en az bir kez oynamanızı öneririm.
Ana menüdeki Creation Zone’dan Player editor, Create Player ve create team gibi seçeneklerle de uğraşmanız size kalmış estetik cerrahiye merakınız varsa buyurun içeri. Yazının başlarında bahsettiğimi müzikleri isterseniz Rules and options’dan Jukebox kısmında detaylı bir şekilde dinleyebilirsiniz. Kuşkusuz EA nın en güzel tarafı da bu Her türlü lisans itina ile alınır ( :
Play online kısmında ise sizin gibi pak düşkünleriyle kapışabileceğiniz online bir modda mevcut.
Oyuna başlamadan önce oyunda eğer yeni iseniz kesinlikle zorluk seviyesini düşürmenizi öneririm ki oyunda sayı yapmak gerçekten çok zorlaşmış yani epeyce ter dökebilirsiniz. Bunun yanında ayarlardan bazı kuralları da opsiyonel olarak değiştirme şansınız var. Bence hepsini açık bırakın ki kurallarına göre oynayarak hem buz hokeyini öğrenin hem de işin tadını çıkarın.

Buz hokeyi maçlarında bir şov havası azda olsa mevcut. Üç periyottan oluşan maçlarda bazen öyle kendinizi kaptırdığınız oluyor ki çıkan kavgalarda klavyeyi veya gamepad’i parçalayacak hale gelmiş bulabiliyorsunuz kendinizi.
NHL oyunlarındaki grafikler her zaman üst düzey olmuştur buzun yansıması oyuncu modellemeleri her biri farklı olan seyirciler ışık oyunları hepsi gerçekten bu sende olduğu gibi çok iyi yapılmış. Burada ayrıca seyircilerin tek tek ve bildiğimiz karton moddan kurtulmaları olaya daha motive olmamızı sağlıyor. Piste çıkarken bu taraftarların birbirinden bağımsız hareket etmeleri ver hepsiyle ayrı ayrı uğraşılmış olmalarını görmek içimizi ısıtıyor.-en azında bende böyle oluyor-.
Oyununun oynanabilirliği ilk kez oynayanlar için zor gelebilir am alıştıktan sonra son derece rahat bir oynayış sunuyor. Her hangi bir futbol oyunu oynadıysanız bu oyundaki çoğu vuruşu ve paslaşmayı da bir süre sonra rahatça yapabiliyorsunuz. Anca gol atmak ve savunmak yapmak bazen insanı yorabiliyor savunma bir şekilde yapılıyor ancak gol atmak özellikle güçlü rakipler karşısında insanın saçlarını tel tel dökülmesine neden olabiliyor
Spikerlerimiz ise oyundaki bir başka beğendiğim özellik; güzel bir şuttan sonra tok bir seste shot demesi bile yetiyor. Oyunda gaza gelmeniz için bir başka güzellik olarak spikerimizin anlatışını ve duruma göre heyecanlanmasını gösterebiliriz. Buzun üzerindeki kaydığımızdaki sesler faullerde çıkan kavgalar yada yedek kulübesindeki arkadaşlarımızın bazen oyuna yansıyan sesleri oyuna ayrı bir güzellik katıyor.
Genel olarak buz hokeyi ile ilgiliyseniz yada her türlü spor oyununu oynarım ben diyorsanız NHL 09 u denemelisiniz çok fazla bir yenilik beklemek bu tarz seri oyunlarından hendek atlatmaya benzeyeceği için alıp keyifli birkaç sezon ve yeni mod denemek açısından güzel olabilir. Ama fazlasını beklemeyin. EA NHL oyunlarında henüz bir devrim yapmadı.

Football Manager 2007'ye damgasını vuran yeni özellik. Sports Interactive'in forumlarında oyun tutkunlarının en çok istediği kulüplerin pilot kulüpleri olmalı özelliği geri çevrilmedi. Bu yeni özellik tüm yönleri ile gerçek yaşamda umduğunuzu kapsayarak çalışmakta. Kulübünüzü yapılandırabileceksiniz, ufak takımlar ile anlaşacaksınız. Ufak kulüpler kiralık oyuncuları büyük kulüplerden alır veya büyük kulüpler genç yıldızlarının maç tecrübelerini kiralık gittiği kulüpte arttırması için kulüp ararlar. Artık bu imkan FM 2007 ile bizlere sunuluyor. Kulüplerin oyuncuları üzerinde ilk seçeneğe sahip olacaksınız. Pilot takım ilişkileri her bir sezon öncesi yönetiminiz tarafından hazırladıkları listede size basit bir biçimde sorulacak ve buradan seçim yapacaksınız.
Boyut: 511 MB
Football Manager 2007 - Part 1Football Manager 2007 - Part 2Football Manager 2007 - Part 3Football Manager 2007 - Part 4Football Manager 2007 - Part 5Football Manager 2007 - Part 6

Yarış oyunları oldukça çekici bir yapıya sahip olmasına rağmen, bu çekiciliğini kara araçlarından aldığı için şimdiye dek bu türde her zaman araba yarışlarının ağırlığı hissedildi ve insanların ilgi duyduğu alanlar durup dururken değişmeyeceği için, hissedilmeye de devam edecek. Araba yarışları dışında ortaya çıkan ve ulaşabildikleri doruk nokta ancak alternatif olarak gösterilmek olan yarış oyunları, geniş kitlelere hitap etmeyen her yapım ve eser gibi arka plânda kalmaya mahkûm. Powerboat GT'de bu gruba giren oyunlardan biri.
Powerboat GT, adından da anlaşılabileceği gibi, tekne yarışlarını konu alan bir oyun. Klasik olarak, hızlı yarışla herhangi bir kulvarda tek bir yarış yapabiliyor veya kariyer bölümüyle uzun bir tekne yarışçısı kariyerine başlayabiliyoruz. Kariyer bölümü Need for Speed Underground 2 tarzına sahip; mevcut alanda serbest olarak gezip su üzerinde işaretlenmiş daire ışıklandırmalarının üzerine gelerek yarışlara katılabiliyor, veya yapabileceğimiz diğer atraksiyonları eyleme geçirebiliyoruz. İlk yarışlarımızı kazanana kadar deniz taksiciliği yaparak para kazanıyor, yeteri kadar paramız olduğunda tekneyi güçlendiriyor, modifiye ediyor ve ardından yarışlar kazanmaya başlayıp hayran kitlesi edinerek kendimize iyi bir sponsor buluyoruz. Ardından gelecek aşamaysa yeni bölgelerde ünümüze ün katma amacıyla farklı ülke (Rusya, Yunanistan, Karayipler) denizlerine seyahat ederek yeni kulvarlara sahip olmak.
Yarışlar, fizik kuralları açısından gerçekçi olmanın yanı sıra arcade öğeleri de barındırıyor; kulvarlara serpilmiş kutucukları alarak ilginç silahlar ediniyor ve bu silahları rakiplerimiz üzerinde kullanabiliyoruz. Torpido gibi ciddiye kaçan silahlar olduğu gibi, diğer tüm yarışçıların viteslerini geri vitese alan eğlenceli silahımsılar da bulunuyor. En önemlisi de başka bir silaha sahip olmak için daha önceden aldığımız silahı hemen kullanmamız gerekmiyor, zira dört silaha kadar biriktirme yapabilen bir hazneye sahibiz. Ayrıca, yine kutucuklar sayesinde nitro toplayabiliyor ve dilediğimiz zaman kullanarak hızımızı arttırabiliyoruz.
Oyunda tekne dışında birkaç araç daha kullanabiliyoruz; gerçekdışı bir şekilde para toplama bonus bölümü olarak geçen yelkenli sürme ikonuna girdiğimizde, yelkenli sürerek sağdan soldan para toplayabiliyor, yeteri kadar paraya sahip olup yeni bölgeler keşfetmek amacıyla seyahat etmeye karar verdiğimizde de bu seyahati bizzat kendimiz uçak kullanarak gerçekleştiriyoruz. Yine para kazanmak amacıyla taksicilik yapmak istersek de teknemiz bir sivil taksiye dönüşüveriyor.
Para kazanmanın en kolay yolu yarışmak, çünkü taksicilikten her bir seferde alabileceğimiz para miktarı 100-150 x (para birimi meçhul) civarında. Yarışlardansa zorluk seviyesine göre oldukça yüksek miktarlarda kazanç elde edebiliyoruz. Tabi belli bir üne kavuştuktan sonra sponsor bulduğumuzda da yarışlardan kazanılan para miktarı artıyor, daha büyük bir sponsorla daha artıyor, büyüyor, durmuyor. Bu parayıysa elbette tekne almakta, modifiye etmekte vs. kullanıyoruz ancak maalesef modifiye seçenekleri pek geniş değil, NFS tarzı buraya yansıtılmamış.
Powerboat GT, bu kadar arka plânda kalması ve yayıncı firması tarafından bile doğru düzgün tanıtılmaması dolayısıyla oynanmadan önce oldukça küçümseyici bir ön yargı dezavantajına sahip olmasına rağmen oynanışındaki kalitenin yanı sıra gerektiğinden yüksek grafik kalitesine de sahip. Yalnızca kendi teknemiz veya diğer tüm deniz taşıtları için değil, su, çevre ve hiç ilişkimiz olmayan kara tasarımları için de geçerli bu durum.
Oyunda tamamı orijinal ve iyi müziklerden oluşan bir soundtrack listesi mevcut ve oyun sırasında da her bir müzik başladığında sol üst köşede Jukebox içinde çalan müziğin ayrıntılarını görebiliyoruz. Bu da NFS’den ve diğer EA oyunlarından esinlenilen bir özellik aslında.
Pek ilgi görmemesine ve görmeyecek olmasına rağmen çoğu yanıyla oldukça iyi ve oynanmaya değer bir oyun Powerboat GT; özellikle tekne yarıştırmayı sevip de şimdiye dek damağının tadına göre bir oyunla karşılaşamayanların isteklerini karşılayabilecek derecede kaliteli, ve kariyer bölümüyle de zaman almayı vaad ediyor.
Boyut: 413 MB
Powerboat GT - Part 1Powerboat GT - Part 2Powerboat GT - Part 3Powerboat GT - Part 4Powerboat GT - Part 5

Hayattaki en büyük gücü yaşayın! Göreviniz sıfırdan bir şehri kurmaktır. Tek sınır ise gökyüzüdür. Fakat gücünüz şehri planlamak ve inşa etmekle kalmıyor. Bütçeler, buldozer filoların kontrolü, vergiler ve hatta doğal felaketlerle bile uğraşmak zorundasınız. Her şey eskisinden daha da ayrıntılı olarak artık sizin kontrolünüz altında. Şehri yok olmaktan koruyun; veya onu merhametsizce tahrip gücü daha da güçlendirilmiş olan doğal felaketlerle yok edin.
Boyut: 275 MB
Sim City 3000 - Part 1Sim City 3000 - Part 2Sim City 3000 - Part 3

Ford Racing serisinin yeni oyunu "Ford Racing: Off Road" duyuruldu. Engebeli arazilerde 4X4 araçlarla yarışma zevkini tadacağımız oyun, Empire Interactive tarafından PC, PS2, WII ve PSP platformları için Mart ayı içerisinde oyunculara sunuldu.
Boyut: 444 MB
Ford Racing-Off Road Part 1Ford Racing-Off Road Part 2Ford Racing-Off Road Part 3Ford Racing-Off Road Part 4Ford Racing-Off Road Part 5